Halk arasında yüksek tansiyon olarak da adlandırılan hipertansiyon, kan basıncının aşırı yükselmesine denir. Normal olarak kan, damarların içinden, hücrelere ulaşmak için bir basınç altında akması gereklidir. İşte bu basınca kan basıncı adı verilir. Yani her insanın normal bir kan basıncı vardır. Bunun aşırı yükselmesine hipertansiyon adı verilir.
Bugün kabul edilen kan basıncı değeri istirahat halindeki normal bir yetişkinde 120/80 mmHg'dır. Herhangi bir kişide kan basıncı uyku sırasında düşük, sinirli, üzüntülü ve heyacanlıyken yüksektir. Genellikle de normalin üst sınırı olarak kabul edilen değer 140/90 mmHg'dır.
Sanayileşmiş ülkelerdeki yetişkin nüfusun %10-20 kadarında hipertansiyon bulunduğu hesaplanmaktadır. Sınırda hipertansiyon vakaları da katılırsa bu oran kuşkusuz daha yüksektir. Kişinin yaşı, cinsiyeti ve ırkı hipertansiyon sıklığı konusunda belirleyici faktörlerdir.
Hipertansiyon sıklıkla nedenine göre sınıflandırılır. Buna göre iki tip vardır.
esansiyel (primer) hipertansiyon
sekonder hipertansiyon
Hipertansiyon vakalarının yaklaşık %90'ı, nedeni bilinmediğinden “primer” yada "esansiyel" hipertansiyon olarak adlandırılır.
Hipertansiyon vakalarının geriye kalan bölümüne, yani yaklaşık %10'una bu durumun nedeni bilindiğinden "sekonder " hipertansiyon denir. Böbrek kökenli olan (renal) hipertansiyon bunların en yaygın olanıdır.
Hipertansiyon ciddi bir durumdur. Hipertansiyon, kendi başına öldürücü değildir; fakat tedavi edilmediğinde hipertansiyonun sonuçları öldürücü olabilir. Hipertansiyon koroner arter hastalığına büyük katkıda bulunur ki, bu hastalık sanayileşmiş toplumlarda ölümlerin başlıca nedenlerinden biridir. Hipertansiyon diğer damarlarda da daralmaya ve tıkanmaya neden olabilir. Buna benzer bir şekilde, hipertansiyonlu hastalar beyinde kanamaya ve beyin kan damarlarının pıhtılaşmasına yani inmeye yol açabilir. Bahsettiklerimizin hepsi tedavi edilmeyen hipertansiyonun sonuçları olup hipertansiyona bağlı morbidite (hastalık), mortalitenin (ölüm) büyük bir bölümünü oluşturur.
Yüksek tansiyonun başlıca belirtileri; zaman zaman ense kökünde şiddetli zonklayıcı tarzda baş ağrısı, çarpıntı, nefes darlığı, yorgunluk, burun kanaması, yol yürüme ve merdiven çıkmada zorlanma, bazen çok sık idrara çıkma, kulak çınlaması, bulanık görme ve bacaklarda şişliktir. Ancak hastaların önemli bir kısmında hiçbir belirti yoktur. Bu hastalarda yüksek tansiyon tanısı, sadece tansiyon ölçümü ile mümkündür. Bu nedenle, özellikle ailesinde yüksek tansiyonlu yakınları olanlar, 40 yaşından yaşlılar, şişman kişiler, şeker hastaları ve gebelerin daha sık aralıklarla ölçüm yaptırmaları gerekir.
Yaş, ırk, cinsiyet gibi özelliklere bakılmaksızın herkes için yüksek tansiyonu önlemede altın kurallar şunlardır:
İdeal kilonuzu öğrenin ve koruyun.
Daha fazla fiziksel aktivitede bulunun. Düzenli spor yapın. Bol bol yürüyün.
Sigara içiyorsanız mutlaka bırakın. Alkolden uzak durun.
Tuz oranı az besinlerle beslenin.
Stresle baş edin, sakin olun.
Huzurlu ve mutlu bir ortamda yaşamaya gayret edin.
Düzenli sağlık kontrolleri yaptırın.
Tüm bunlara rağmen tansiyon yüksek seyrediyorsa hiç vakit geçirmeden doktora gitmek ve önereceği tedaviyi uygulamak en doğru yoldur.
Tüm dünyada 3 ölümden birinin sebebi kalp hastalıklarıdır. Ayrıca milyonlarca insanın da yaşam kalitesini düşürür. En yaygın kalp hastalığı, koroner kalp hastalığıdır.
Devamını OkuKalp krizi geçirdiğiniz için bu olaydan çok ürkmüş olabilirsiniz. Ancak, kalp krizi geçirdikten sonra her geçen gün kalbinizin iyileştiğini unutmayın. Geçen her gün, sizi daha güçlü ve daha hareketli yapar.
Devamını OkuSağlıkla atacak her kalp atışı için yanınızdayız.